Friday, October 07, 2005

serkan ugur



Ve perde!
(Adam içeriye girer):YOK! YOK! YOK! NEREDE BU YA? Aramaktan bir hal oldum valla. Onu bulmam lazım yoksa kendimi asla affetmem. Ona ne derim sonra? Arayıp da bulamadığım tek şey o olmalı galiba. Bana bazen hiç olmadığı kadar yakın olabilen, bazense hiç yaklaşmadığım kadar uzak... O kadar olur...
Akşam da olmakta.. Olanlardan haberin olacak diye çok korkuyorum. “Ne olanları?” diye sorardın burada olsan. Bana olanlar... Neyse, bunları düşünüp kendimi üzmeyeyim. Daha önce onu bulmalıyım. Galiba dolaba saklamıştım, şimdi çıkar ortaya. Şeytan, şeytan aldı götürdü satamadan getirdi. Şeytanın bir melek olduğunu biliyor musun? Kötü bir melek... Melek evet ama sen de kesinlikle bir meleksin. Beni bugüne kadar hiç üzmedin. Ama ben senin üzüldüğünü çok gördüm. Melekler de böyle midir acaba? Off Offf Nerede, çabuk bulmam lazım, çünkü kendimi iyi hissetmeyeceğim. Aslında onu hiç çıkarmamam lazımdı ortaya. Ama sana göstermesem de olmazdı. Sana içimde sakladığım o kadar çok şey var ki, hangi birini söylesem bilemiyorum Özgecan. Sende ben... Neyse, galiba fotoğraf çantama koymuştum. Hah işte burada!
...bahane.


Bu kadar önemli bir şeyi bulmakta nasıl zorlanıyorsun diyeceksin. Dedim ya bahane. Nerede olduğunu biliyordum. Bu birkaç satır seni düşündüğümde aklıma gelen birkaç konuyla ilgili.
Özetlemek gerekirse, sen bir meleksin, sen bana çok yakınsın ve ayrıca bulmaya çalıştığım şeyse sana olan sonsuz sevgimdir Özgecan...

Serkan Uğur
Mak. Müh.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home